Ezan
Duası
Sözlükte bildirmek, duyurmak, çağrıda bulunmak, ilan
etmek anlamlarına gelen ezan, dini bir terim olarak, farz namazlarının
vaktinin girdiğini belli sözlerle ve özel bir şekilde ilan etmek, bildirmek
demektir. Ezanın sözleri aşağıdaki şekildedir:
Allâhü ekber Allâhü ekber (Allah
en büyüktür, Allah en büyüktür)
Allâhü ekber Allâhü ekber (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür)
Eşhedü en lâ ilâhe illallâh (Ben tanıklık ederim ki Allah’tan başka
ilah yoktur)
Eşhedü en lâ ilâhe illallâh (Ben tanıklık ederim ki Allah’tan başka
ilah yoktur)
Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh (Ben tanıklık ederim ki Muhammed
Allah’ın elçisidir)
Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh (Ben tanıklık ederim ki Muhammed
Allah’ın elçisidir)
Hayye ale's-salâh Hayye ale's-salâh (Haydin namaza gelin, haydin
namaza gelin)
Hayye ale'l-felâh Hayye ale'l-felâh (Haydin falaha/kurtuluşa gelin,
haydin felaha/kurtuluşa gelin)
Allâhü ekber Allâhü ekber (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür)
Lâ ilâhe illallâh (Allah’tan başka ilah yoktur)
Sabah ezanında “hayye ‘alel-felâh”tan sonra iki defa
“es-salâtü hayrum-minennevm” (namaz uykudan hayırlıdır)
denir.
“Kamet” de ezan ile aynıdır sadece “hayye’alel-falâh” cümlesinden sonra
iki kere “kad kâmetis-salâh” (namaz başladı) cümlesi okunur.
Medine’ye hicretten sonra, Mescid-i Nebevî’nin inşası tamamlanıp düzenli
bir şekilde cemaatle namaz kılınmaya başlanınca, Peygamberimiz (a.s.),
vakitlerin girdiğini duyurmak için ne yapabileceğini sahabe ile istişare
etmiş, neticede Hz. Peygamber’e vahiyle, ayrıca sayıları yirmiye kadar
ulaşan sahabiye de rüyalarında bugünkü ezanın şekli öğretilmiştir. Ezan,
sahabeden Hz. Bilal (r.a.) tarafından sabah namazında, yüksekçe bir
evin damında okunarak uygulamaya başlanmıştır.
Ezan, sünnet-i müekked olmakla birlikte, Müslümanlığın
şiarı haline gelmiştir. Ezan aracılığıyla halka hem namaz vaktinin girdiği
ilan edilmekte, hem de Allâh’ın büyüklüğü, Peygamberimizin O’nun elçisi
ve namazın kurtuluş olduğu ilan edilmektedir.
Ezan, dinimizin en önemli şiarlarından biridir. Ezan,
Müslüman’ın kimliğidir. Bir aidiyeti ifade eder. Özgürlük bildirisi
olan ezan, müminleri Allah’a itaat etmeye, şuura, uyanıklığa, takvaya
davet eden bir bildiridir. Gönüller onunla yumuşar, duygu yüklü terennümleriyle
gözler dolar, ona alışık kulaklar, onu dinlemekten zevk alır. Ezanın
hayatımızdaki kıymetini bilebilmek için kısa bir ayrılık yeter. Ezan
seslerinden uzak bir ülkede bir süre yaşayınca ve geri dönünce bunu
yaşarız. Hele uzun yıllar ezansız kalmış kulaklar için o, gerçek bir
rahmet çağlayanı gibidir.
Ezan, başlı başına bir davettir, irşaddır.
Hazreti Bilal (r.a.)’den günümüze, insanlığı O’na çağıran bu ses, her
zaman cevabını bulmuş ve dünya var oldukça da bulacaktır. Bu çağrı kelimeleri
aşan, açıklanamaz, kavranamaz bir davettir. Arapça’yı ve Türkçe’yi bilmeyen
niceleri, dinledikleri muhteşem ezanlarla hidayete mazhar olmuşlardır.
Bu konuda yüzlerce hidayet hikayesi duymuş olmalısınız.
Ezan, bir tek olan Allah’a, rahmet peygamberi
Muhammed’e (s.a.s.), kötülüklerden ve hayatın monotonluğundan alıkoyan
namaza ve bu temel esaslar ekseninde felaha (huzur ve mutluluğa) çağrıdır.
Bu itibarla ezanı duyan mümin, bu kutsal çağrıya kayıtsız kalmaz, büyük
bir saygı ve hürmetle ona icabet eder.
Peygamberimiz (a.s.), ezan işitildiğinde aşağıdaki
duanın okunmasını tavsiye etmiş ve bu dua hakkında şöyle buyurmuştur:
Bir kimse ezanı işittiği zaman;
Okunuşu: "Allâhümme Rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmmeh,
ve's-salâti'l-kâimeh, âti Muhammedeni'l-vesîlete ve'l-fadîlete veb'ashü
makâmem-mahmûdeni'l-lezî va'adteh.”
Anlamı: “Ey bu eksiksiz davetin
ve kılınan namazın sahibi! Muhammed'e vesîle'yi ve fazîleti ver. O'nu,
vaat ettiğin Makam-ı Mahmûd üzere dirilt" derse, ona kıyâmet günü
mutlaka şefaatim helal olur." (Buhârî, Ezân, 8; Ebû Dâvûd, Salât, 28)
Abdest
Duâları
Namazın şartlarından birisi olan abdest;
namaz ve Kabe’yi tavaf, tilavet secdesi gibi bazı ibadetleri yapmak
için, vücudun belirli uzuvlarını usulüne uygun olarak yıkamak veya meshetmektir.
Manevi temizlik ve namaz başta olmak üzere ibadetlere ruhen ve bedenen
hazırlık mahiyetinde olan abdest, aynı zamanda
maddi bir temizlenme vasıtasıdır. Kuran-ı Kerim’de ;
“Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi,
dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa
kadar da ayaklarınızı yıkayın…” (Maide, 5/6) buyurulmaktadır. Peygamber
Efendimiz de “Bir Müslüman abdest aldığı zaman, yüzünü yıkarken
gözleriyle işlediği günahlar abdest suyu ile dökülür gider. Ellerini
yıkadığında elleri ile işlediği günahlar abdest suyu ile dökülür
(öyle ki kişi bütün günahlardan arınır ve tertemiz olur). Ayaklarını
yıkadığında da, ayaklarıyla işlediği günahları abdest suyu ile akıp
gider. Nihayet o Müslüman günahlarından tamamıyla arınmış olur.
” (Müslim, Tahâret, 32) buyurmak suretiyle abdestin önemine işaret etmiştir.
Usul ve adabına uygun bir şekilde abdest şöyle alınır: Abdeste niyet
ve eûzü ve besmele ile başlanır, parmak
aralıkları da dahil eller bileklere kadar üçer defa yıkanır, dişler
temizlenir, ağza ve buruna üçer defa su verilip yıkanır. Yüz ve dirseklerle
beraber kollar üçer defa yıkanır. Sağ el ıslatılarak elin içiyle başın
üstü bir defa meshedilir. İki elin içi ile başın tamamının meshedilmesi
daha iyidir. Eller ıslatılarak parmaklarla kulakların içi ve dışı, sonra
da ense birer defa meshedilir. En son olarak da, üç defa ayaklar topukları
ile birlikte yıkanır. Yıkamaya sağ uzuvlardan başlamak, suyu iktisatlı
kullanmak, abdest esnasında ve sonunda dua etmek, kelime-i şahadet
getirmek abdestin sünnetlerindendir.
Selef-i salihin olarak nitelendirilen İslâm alimleri tarafından tanzim
edilmiş ve abdest esnasında okunması tavsiye edilen bazı dualar vardır.
Bu dualar şöyledir;
a) Eller Yıkanırken
Abdest alacak kimse, abdeste başlarken "Eûzü ve Besmele" çektikten sonra:
Okunuşu: Elhamdulillâhillezî
ce’alel-mâe tahûren ve ce’alel-İslâme
nûra.
Anlamı: Suyu temizleyici, İslâm'ı da nur kılan
Allah'a hamdolsun.
b) Ağız yıkanırken
Okunuşu: Allahümme! Eskınî min havzı
nebiyyike ke’sen lâ ezme’u ba’dehu
ebedâ
Anlamı: "Ey Rabbim, bana Peygamberinin havzından
bir kâse içir, ondan sonra hiç susamayayım."
c) Burna Su Verilirken
Okunuşu: Allahümme! Lâ tahrimnî râihate
na’îmike ve cinânike
Anlamı: "Allah'ım! Beni nimetlerinin ve cennetlerinin
güzel kokularından mahrum etme."
d) Yüz Yıkanırken
Okunuşu. Allahümme! Beyyıd vechî binûrike yevme tebyeddu
vucûhun ve tesveddu vucûh”
Anlamı: "Ey Rabbim! Nice yüzlerin beyaz, nice yüzlerin
kara olacağı günde yüzümü nurunla beyaz kıl, nurlandır."
e) Sağ Kol Yıkanırken
Okunuşu: Allahümme! A’tınî
kitâbî bi-yemînî ve hâsibnî hısâben yesîra
Anlamı: "Ey Rabbim! Kitabımı sağ elime ver ve hesabımı
kolay gör."
f) Sol kol yıkanırken
Okunuşu: Allahümme! Lâ tu’tınî
kitâbî bi şimâlî ve lâ min verâi zahrî ve lâ tuhâsibnî hısâben şedîda
Anlamı: "Ey Rabbim! Kitabımı sol elime verme, arkamdan
da verme, ve hesabımı zorlaştırma."
g) Baş meshedilirken
Okunuşu: Allahümme! Ğaşşinî bi rahmetike
ve enzil ’aleyye min berakâtike
Anlamı: "Allah'ım beni rahmetinle sar, üzerime
berekâtından indir."
h) Kulak meshedilirken
Okunuşu: Allahümmec’alnî
mine’l-lezîne yestemi’ûne’l-kavle
fe yettebi’ûne ahsenehû”
Anlamı: "Ey Rabbim! Beni sözü dinleyip de ona en
güzel şekilde tabi olanlardan kıl."
i) Boynuna Meshederken
Allahümme! A’tık rakabetî minen-nâri
(Ey Rabbim! Benim boynumu ateş esâretinden kurtar.)
ı) Ayaklar Yıkanırken
Okunuşu: “Allahümme! Sebbit
kademeyye alas-sıratı yevme tezûlü fihil-akdam”
Anlamı: "Ey Rabbim! Nice ayakların kaydığı günde
benim ayaklarımı sırat üzerinde sabit kıl."
k) Abdest Bittikten Sonra
Okunuşu: Eşhedü en lâ ilâhe illalâhu
vahdehû lâ şerîke leh. Ve eşhedü enne Muhammeden ‘abdühu
ve resûlühü.
Allahümmec’alnî minet-tevvâbîne vec’alnî
minel-mutatahhirîn.
Sübhanekellâhümme ve bi-hamdike eşhedü en lâ ilâhe
illâ ente estağfiruke ve etûbü ileyke
Anlamı: Şehadet ederim ki Allah’tan
başka ilah yokturO, birdir ve O’nun ortağı yoktur ve şehadet ederim
ki Muhammed O’nun kulu ve elçisidir. "Allâhım! Beni tövbe edenlerden
ve çok temizlenenlerden eyle. (Allah’ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih
ederim. Allah’ım!! Şehâdet ederim ki Senden başka hiç bir ilâh yoktur.
Senden mağfiretini isterim ve Sana tövbe ederim."
Namazdan Sonra Türkçe Olarak
Yapılabilecek Dua
Allahım! Kıldığım namazımı, eksik ve kusurları ile
birlikte kabul eyle.
Ey kalpleri evirip çeviren Allahım! Kalbimi dinin ve itaatin üzere sabit
kıl.
Allahım! Senden sevgini, seni sevenlerin sevgisini ve sana yakın kılacak
her işi sevmeyi bana nasip eyle.
Allahım! Bana imanı sevdir ve onu bana güzel göster. Küfürden, fasıklıktan
ve isyandan nefret ettir. Beni doğru yolda olanlardan eyle.
Allahım! Senden, bildiğim ve bilmediğim, geçmiş ve gelecekteki tüm hayırları
niyaz ediyorum. Bildiğim ve bilmediğim, geçmiş ve gelecekteki tüm şerlerden
de sana sığınıyorum. Senden cenneti ve ona ulaştıracak her türlü söz,
fiil ve ameli nasip etmeni diliyorum. Cehennemden ve ona götürecek her
türlü söz, fiil ve amelden de sana sığınıyorum.
Allahım! Kulun ve elçin Hz.Muhammed’in senden istediği bütün hayırlardan
ben de istiyorum. Kulun ve elçin Hz. Muhammed’in sana sığındığı bütün
şerlerden ben de sana sığınıyorum.
Allah’ım! Beni işlerin en güzeline ve ahlakın en güzeline eriştir. Bunların
en güzeline ancak sen eriştirirsin. Kötü işlerden ve kötü ahlaktan beni
koru. Bu kötülüklerden de beni ancak sen korursun.
Allahım! Senden faydalı ilim, bol rızık ve her derdime deva niyaz ediyorum.
Allahım! Dinî ve dünyevî hayatım, ailem ve malım için Senden bereket
ve sağlık niyaz ediyorum.
Allahım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği vermeni niyaz
ediyorum.
Allahım! Senden Müslüman bir kalb ve doğru söyleyen bir lisan lütfetmeni
niyaz ediyorum.
Allahım! Senden hayırlar işlemeyi, kötülükleri terk etmeyi, yoksulları
sevmeyi, beni bağışlamanı ve bana merhamet etmeni niyaz ediyorum.
Allahım! Faydasız ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul
olmayan duadan sana sığınırım.
Allahım! Hıyanetten, küfürden, şirkten, İslam’ın emir ve yasaklarına
karşı gelmekten, münafıklıktan, gösterişten, riyadan ve kötü ahlâktan
sana sığınırım.
Allahım! Sıkıntıdan, üzüntüden, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan,
cimrilikten, kalp katılığından, gafletten, zilletten, meskenetten sana
sığınırım.
Allahım! Zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım.
Allahım! Günahtan, cehennem azabından, kabir azabından, zenginliğin
fitnesinden, fakirliğin fitnesinden sana sığınırım.
Allahım! Çekilmez belalardan, isyana düşmekten, görülmez kazadan ve
düşmanları sevindirecek musibetlerden sana sığınırım.
Allahım! Verdiğin nimetlerin son bulmasından, verdiğin sağlık ve afiyetin
gitmesinden, azabının ansızın gelmesinden ve her türlü gazabından sana
sığınırım.
Allahım! Günahlardan ve masiyetlerden sana sığınırım.
Allahım! Gün içinde, geceleyin ve her an gelebilecek kötülüklerden,
kötü arkadaştan, kötü komşudan sana sığınırım.
Allahım! Kalbimi nifaktan, amelimi riyadan, dilimi yalandan, gözümü
hıyanetten temizle. Çünkü sen gözlerin hain bakışlarını ve kalplerin
sakladıklarını bilirsin.
Allahım! Hayatta kaldığım sürece masiyetleri terk etmem konusunda bana
yardım et! Sıkıntılara düşmemem konusunda da bana yardım et!
Allahım! Ayıplarımı ört, korktuklarımdan emin eyle. Beni önümden, arkamdan,
sağımdan, solumdan ve üstümden gelebilecek her türlü tehlikeye karşı
muhafaza buyur.
Allahım! Sıhhat, iffet, emanet, güzel ahlak ve takdire rıza istiyorum.
Allahım! Bedenime, kulağıma, gözüme, bedenime sağlık ve afiyet ver.
Allahım! İşlediğim tüm günahlarımı bağışla. Ömrümün geriye kalan kısmında
beni günah işlemekten muhafaza buyur. Bana razı olacağın tertemiz işler
yapmayı nasip eyle.
Allahım! Beni göz açıp kapayacak kadar bile nefsime bırakma.
Allahım! Bana öğrettiklerinden yararlanmamı nasip eyle, bana faydalı
olacak şeyleri öğret ve yarar sağlayacak ilim lütfeyle.
Allahım! İlmimi artır. Beni hidayete ulaştırdıktan sonra kalbimi eğriltme.
Bana rahmetinden lütfet. Muhakkak ki sen çok lütufkârsın.
Allahım! Bana lütfettiğin rızkı bereketli kıl ve beni kanaatkâr eyle.
Allahım! Bana takva ver ve beni arındır. En iyi arındıran sensin. Sen
benim yardımcım ve mevlamsın.
Allahım! Günahımı bağışla, rızkımı bollaştır ve verdiğin rızkı hakkımda
bereketli kıl.
Allahım! Bütün işlerimizin sonucunu güzel eyle. Bizi dünya perişanlığından
ve Ahiret azabından koru.
Yemek
Duası
- Sahabeden Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) anlatıyor: Hz.
Peygamber (s.a.v.) bir şey yeyip içtikten sonra şu duâyı okurdu:
Okunuşu: Elhamdü lillâhillezî
et’amenâ ve sekânâ ve cealenâ müslimîn
Elhamdü lillâhi hamden kesîran mübâreken fîhi, ğayra mekfiyyin, ve lâ
müveddein ve lâ müsteğnen anhü Rabbenâ.
El-Hamdü lillâhillezî et‘amenî
hâzat-taâme ve razakanîhi min ğayri havlin velâ kuvvetin
Anlamı: "Bize yedirip içiren ve
bizi Müslümanlardan kılan Allâh'a hamdolsun”(Tirmizî, Daavât
5 5; Ebû Dâvud, Et'ime
5 2 ; İbnu Mâce, Et'ime
16 )
“Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip artan, huzurundan
geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd ile hamd ederiz. ”
(Buhârî, Et`ime 54.;Ebû Dâvûd, Et`ime 52 (3849); İbni Mâce,
Et`ime 16)
“Bu yiyeceği bana yediren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet olmadan
bunu bana rızık kılan Allâh'a hamdolsun” derse geçmiş günahları
affolunur" dedi.”(Ebû Dâvud, Libâs 1; Tirmizî, Da'avât
55; İbnu Mâce, Et'ime 16)
Türkçe olarak şu dua da yapılabilir:
Bizleri yokken vareden, bizlere yedirip-içiren Yüce Rabbimize hamdolsun,
Kâinatın efendisi sevgili peygamberimize salât ve selâm olsun. Mağfiret
ve rahmet bütün Müslüman kardeşlerimizin üzerine olsun.
Ya Rabbi! rızık ve nimet veren sensin! Sen kapına yönelenleri boş
çevirmezsin. Biz aciz kullarız, Senin sonsuz ikram ve ihsanına muhtacız.
Bizlere dünya ve âhirette güzel nimetler ihsan eyle!
Ey güzel Rabbimiz! Bu sofrada tattırdığın nimetlerin daha güzellerini
ebedî mutluluk yurdu olan cennetinde de tatmayı bizlere nasip eyle!
Ya Rabbi! bu helâl gıdaların şükrünü eda edebilmeyi ve Sana kullukta
bulunabilmeyi bizlere nasip eyle!
Ya Rabbi! Bu sofranın hazırlanmasında emeği geçen kardeşlerimizin
kazançlarına bereket, kendilerine sağlık huzur ve mutluluk ihsan eyle!
Âilelerinden âhirete göç edenlere ve geçmişlerimize merhamet eyle!
Ya Rabbi! Mülkün sahibi sensin, dilediğine mülkü verir, dilediğinden
alırsın. Dilediğini azîz, dilediğini zelîl edersin. Bizleri; aziz kıldığın
ve nimet verdiğin kullarından eyle!
Ya Rabbi! Bizleri nimetlerinden mahrum eyleme. Sağlık, huzur ve
mutluluğumuzu daim eyle.
Ya Rabbi! Bizleri, mümin kardeşlerimizi ve tüm insanlığı her türlü
kaza, bela, afet ve musîbetlerden muhafaza eyle! Barış ve esenlik dolu
bir dünyada yaşayabilmemizi bizlere lutfeyle! Amin ve selâmün alel-mürselîn
vel-hamdü lillâhi rabbil-âlemînel-Fatiha.
Nikâh
Duası
Nikâh merasimi için gerekli şartlar sağlandıktan sonra
bu merasimi icra edecek yetkili kişi, evlenme ile ilgili en az birer
âyet ve hadis zikrederek, nikâh sözleşmesinin şartlarından, aile kurmanın
ve evliliğin öneminden bahseder. Şahitler ya da topluluk huzurunda evlenecek
çiftlerin olurunu alır ve aşağıdaki duayı okur:
Okunuşu: el-hamde lillâhi vessalâtü
vesselâmü ‘alâ Rasûlina Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve ashâbihî ecme’în.
Ve ne’ûzü billâhi min şurûri enfüsinâ ve min seyyiâti a’mâlinâ.
Ve neşhedü en lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Ve neşhedü enne
Muhammeden ‘abdühû ve Rasûlühü.
Allâhümmec’al hâzel-‘akde meymûnen mübârakâ. Vec’al beynehümâ üfleten
ve mahabbeten ve karârâ. Velâ tec’al beynehümâ nefraten ve fitneten
ve firârâ.
Allâhümme ellif beynehüme kemâ ellefte beyne Âdeme ve ve Havvâe vi
kemâ ellefte beyne Muhammedin sallallâhü ‘aleyhi ve seleme ve Hatîcetel-kübrâ
radiyallâhü ‘anhâ ve beyne ‘Aliyyin radıyallâhü ‘anhü ve Fatımetez-Zehrâ
radıyallâhü ‘anhâ.
Allâhümme a’tı lehümâ evlâden sâlihâ. Ve ‘umran tavîlâ. Ve rizkan vâsi’â
Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate a’yünün vec’alnâ
lil-müttekîne imâmâ.
Rabbenâ âtinâ haseneten ve fil-âhırati hesaneh. Ve kınâ ‘azâben-nâr.
Sübhâne Rabbike Rabbil-‘ızzeti ‘ammâ yasıfûn. Ve selâmün ‘alel-mürselîn.
Vel-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn.
Anlamı: “Allah’a hamd olsun. Peygamberimiz
Hz. Muhammed’e, âl ve ashabına salat ve selam olsun.
Nefsimizin şerlerinden ve kötü amellrimizden Allah’a sığınırız.
Bir tek Allah’tan başka ilah olmadığına ve Onun ortağının bulunmadığına
şahadet ederiz. Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve resulü olduğuna da şahadet
ederiz. (bk. Ebû Davut, Nikâh, 33; İbn Mâce, Nikâh, 19; Tirmizî,
Nikâh, 16)
Allahım! Bu evlilik akdini mübarek eyle. Bu çiftler arasında ülfet/geçim,
sevgi ve evliliklerinde sebat nasip eyle, aralarında nefret, geçimsizlik
ve ayrılık var eyleme.
Allah’ım! Bu çiftlerin arasında Adem (a.s.) ile Havva; Hz. Muhammed
(a.s.) ile Hatice ve Hz. Ali (r.a.) ile Hz. Fatıma (r.a.) arasındaki
var olan ülfet, geçim ve kaynaşma var eyle.
Allah’ım! Bu çifte salih çocuklar, uzun ömürler ve bol rızık ihsan
eyle.
Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı
kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” (Furkan,
25/74)
Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik, güzellik ve nimet ver, ahirette
de iyilik, ğüzellik ve nimet ver ve bizi cehennem azabından kor.
(Bakara, 2/201)
Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği
şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selam olsun. Hamd, alemlerin
Rabbi olan Allah’a mahsustur. (Sâffât, 37/180-182)
Gelin
Uğurlama Duası
Örf ve adetlerimizde gelin babası evinden, erkek kardeşi
ya da bir yakını tarafından özel bir merasimle çıkarılır ve uğurlanır.
Uğurlama esnasında dua edilmesi yerinde bir davranış olur. Duaya, Allah’a
hamd ve Rasulüne salavat ile başlanır ve Türkçe olarak şu dua yapılabilir:
Ey Rabbimiz! Bu evliliği hayırlı ve mübarek eyle.
Allahım! Eşi ile birbirlerini, Peygamberimiz Hz. Muhammed
ile Hz. Hatice validemizin birbirlerini sevdikleri gibi sevmeyi nasip
eyle. Kendilerine Hz. Âdem ile Havva annemiz arasına koyduğun sevgi
gibi bir sevgi var eyle. Hz. Ali Efendimiz ile Fatıma validemiz gibi
birbirlerini sevdir. Birbirlerine karşı kalplerini ısındır ve onları
fitneden, fesattan, nefretten ve düşmanlıktan muhafaza eyle.
Allahım! Kendisine takva, iffet, sıhhat, afiyet ve ihtiyaç
duyduğu her türlü güzellikleri nasip eyle. Onu yardımından mahrum bırakma.
Ona bol ve helâl rızık ver. Verdiğin rızkı hakkında bereketli kıl. Onu
kanaatkâr eyle.
Allahım! Ona anne olmayı ve anne şefkatini nasip et. Tertemiz
bir nesil lütfet. Şüphesiz sen duaları işitensin. Salih evlat ihsan
eyle.
Allahım! Ona, iffetini muhafaza ederek yaşamayı, namazını
kılan, orucunu tutan ve sana itaat eden bir kul olmayı nasip eyle. Evini;
Kur’an okunan, İslâm konuşulan ve meleklerin ziyaret ettiği bir yuva
olmasını nasip eyle. Sadakatten ayırma. Eşini kendine bağlı ve vefalı
eyle. Eşiyle birlikte Senin rızana uygun olarak hareket etmeyi nasip
eyle.
Kötü arkadaş ve kötü komşudan uzak eyle. Kötü insanların
şerrinden, fitnesinden, iftiradan ve kıskançlıktan muhafaza eyle.
Allahım! Kendisine seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi
ve sana yakın kılacak her işi sevmeyi nasip et. Ona imanı sevdir. Gönlünde
inkârcılığa, fasıklığı ve isyana karşı bir nefret uyanrır.
Allahım! Onu, sıkıntıdan, üzüntüden, acizlikten, tembellikten,
korkaklıktan, cimrilikten, kalp katılığından, gafletten, zilletten ve
meskenetten muhafaza eyle.
Allahım! Verdiğin güzellikleri, nimetleri ve yetenekleri
ondan çekip alma. Bundan sonraki her gününü bundan önceki günlerinden
daha mutlu ve huzurlu geçirmeyi nasip eyle.
Tekbir ve saltü selam getirilerek duaya son verilir.
-Zifafa giren kimsenin yapacağı dua:
Sahabeden İbn Abbas (r.a.)’in rivâyetine
göre Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz eşine yaklaşmak
istediğinde şöyle dua etsin:
Okunuşu: Bismillâh! Allâhümme cennibneş-şeytâne
ve cennibiş-şeytâne mâ razektenâ.
Anlamı: “Allah’ın adıyla! Allah’ım!
şeytanı bizden ve bize nasip edeceğin çocuktan uzaklaştır" (Buhârî,
Nikâh, 66; Ebû Davut, Nikâh, 46; Tirmizî, Nikâh, 8; İbn Mâce, Nikâh,
27)
Hatim
Duası
Yüce Allah’ın son kelamı olan Kur’ân-ı Kerim’i okumak,
ecir ve sevabı en yüksek olan bir ibadettir. Hatta selef âlimlerinin
ifadelerine göre ibadetler içerisinde hiç birisi Kur’ân okumaya denk
değildir. Nitekim âyette de, Kur’ân okumanın asla zarar
etmeyecek bir kazanç olduğu belirtilmiştir: “Şüphesiz,
Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine
rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda
harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.” (Fâtır,
35/29)
Bir başka âyette ise müminler, gece hayatlarını Kur’ân ile meşgul olarak
geçirdikleri için övülürler: “Onların (Kitap ehlinin) hepsi bir
değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye
kapanarak Allah'ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır.” (Al-i
İmrân, 3/113)
Kur’ân okumanın, Müslümanların asla vaz geçemeyeceği bir görev olması
gerektiğini beyan eden Peygamberimiz (a.s), şu güzel benzetmeyle bizleri
Kur’an okumaya teşvik etmiştir: “Kur’ân okuyan
mü’min, kokusu ve tadı güzel olan turunç gibidir. Kur’ân okumayan mü’min,
tadı güzel ve fakat kokusu olmayan hurma gibidir. Kur’ân okuyan münafık,
kokusu güzel fakat tadı acı olan fesleğen otu gibidir. Kur’ân okumayan
münafık ise, kokusu olmayan acı yaban keleği gibidir.” (Buhârî,
Fedâilu’l-Kur’ân, 36, Tevhid, 57)
Kur’ân-ı Kerim’in hatmedilmesi ve sonrasında yapılacak
uygulamayı belirten bir hadiste, İbn Abbas (r.a)’dan rivâyete göre,
bir adam Peygamberimiz (a.s)’e, Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir,
diye sordu. O da: “Konup göçendir”
dedi. O kişi: Konup göçen kimdir, diye sorunca, Peygamberimiz (a.s):
“Kur’ân’ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince hemen tekrar başlayandır”
dedi” (Tirmizî, Kıraat, 4)
Bu hadisin müjdesine nail olmak ümidiyle
Müslümanlar son sureyi (Nâs Suresi) okuduktan sonra Fatiha ile Bakara
Suresinin başından ilk beş âyeti okumaktadırlar ki, halk arasında bu
uygulama oldukça yaygın bir hale gelmiştir.
Bu uygulamanın dayanağını teşkil eden yukarıdaki hadis ile sahabe ve
tabiinden nakledilen birçok rivâyete göre, Kur’ân’ın hatminden sonra
dua etmek sünnettir. Kuvvetli derecede müstehab
olduğu da söylenmiştir. (bk. Nevevî, el-Ezkâr, s.136)
Hatim bittikten sonra, duanın kabul olma şartlarına
da riâyet ederek, hatim duasına şu cümlelerle başlamak uygun görülmüştür:
Okunuşu: Sadekallâhü’l-‘azîm ve belleğa
Rasûlühü’l-Kerîm.
Ve nahnü ‘alâ zâlike mineş-şâhidîn.
Rabbenâ âmennâ bimâ enzelte vet-teba’ner-Rasûle fektübnâ meaş-şâhidîn.
Anlamı: “Yüce olan Allah şüphesiz
doğru söylemiştir. Onu Peygamberimiz (a.s) bize ulaştırmıştır.
Biz de bu duruma şahit olanlardanız.
Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik ve Peygamber’e uyduk. Artık
bizi şahidlerle beraber yaz. (Al-i İmrân, 3/53)
Ya da kısaca:
Okunuşu: Sübhâne Rabbiyel-‘aliyyil-â’lel-vehhâb.
Anlamı: “Yüce, ulu ve lütufkâr
olan Rabbimi tesbih ederim” dedikten sonra duaya başlanır.
Yukarıdaki kısa hatim duasından başka, bir örnek olarak
aşağıda yer alan Arapça hatim duası veya Türkçesi de okunabilir:
Okunuşu: “El-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn.
Vel-‘âkibetü lil-müttekîn.
Velâ ‘udvâne illâ ‘alezzalimîn.
Ves-salâtü ves-selâmü ‘alâ Rasûlinâ Muhammedin ve ‘âlihî ve sahbihî
ecme'în.
Rabbenâ takabbel minnâ inneke ente’s-semî’ul-‘alîm.
Ve tüb ‘aleynâ yâ Mevlânâ inneke ente’t-tevvâbür-Rahîm.
Vehdinâ ve veffiknâ ilel-hakkı ve ilâ tarîkın müstekîm. Bi beraketil-Kur’ânil-‘azîm.
Ve bi hürmeti men erseltehû rameten lil-‘âlemîn.
Va’fü ‘annâ yâ Kerîm. Va’fü ‘annâ yâ Rahîm.
Vağfir lenâ zünûbenâ bi fadlike ve keramike yâ ekramel-ekramîn.
Allâhümme zeyyinnâ bi zînetil-Kur’ân.
Ve ekrimnâ bi kerâmetil-Kur’ân.
Ve şerrifnâ bi şerâfetil-Kur’ân.
Ve elbisnâ bi hil’atil-Kur’ân.
Ve edhilnel-cennete bi şefâatil-Kur’ân.
Ve ‘âfinâ min külli belâid-dünyâ ve ‘azâbil-âhirati bi hurmetil-Kur’ân.
Verham cemî’a ümmet-i Muhammedin yâ Rahîmü yâ Rahmân.
Allâhümec’alil-Kur’âne lenâ fid-dünyâ karînâ.
Ve fil-kabri mûnisâ.
Ve fil-kıyâmeti şefî’ân ve ‘ales-sırâti nûrâ.
Ve ilel-cenneti rafîkâ.
Ve minennâri sitran ve hicâbâ.
Ve ilel-hayrâti küllihâ delîlen ve imâmâ. Bi fadlike ve cûdike ve keramike
yâ Kerîm.
Allâhümmeh-dinâ bi hidâyetil-Kur’ân.
Ve neccinâ minen-nîrâni bi kerâmetil-Kur’ân.
Verfa’ deracâtina bi fadîletil-Kur’ân.
Ve keffir ‘annâ seyyiâtinâ bi tilâvetil-Kur’ân. Yâ zel-fadli
vel-ihsân.
Allâhümme tahhir kulûbenâ.
Vestur ‘uyûbenâ.
Veşfi merdânâ.
Vekdi duyûnenâ.
Ve beyyid vücûhenâ.
Verfa’ deracâtina.
Verham âbâenâ.
Veğfir ümmehâtinâ.
Ve eslih dînenâ ve dünyânâ.
Ve şeddid şemle a’dâina.
Vehfaz ehlenâ ve emvâlenâ ve bilâdenâ min cemî’l-âfâti ve’l-emrâdi ve’l-belâyâ.
Ve sebbit akdâmenâ, ven-surnâ ‘alel-kavmil-kâfirîn. Bi hurmetil-Kur’ânil-‘azîm.
Allâhümme belliğ sevâbe mâ kara’nâhü.
Ve nevvir mâ televnâhü ilâ rûhi seyyidinâ Muhammedin sallâllahü te’âlâ
‘aleyhi ve selem.
Ve ilâ ervâhi cemî’ı ihvânihî minel-enbiyâi vel-murselîn. Salevâtullâhi
ve selâmühû ‘aleyhim ecma’în.
Ve ilâ ervâhi âlihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve ashâbihî ve etbâ’ıhî
ve cemîı’ zürriyyâtihî rıdvânullâhi te’âlâ ‘aleyhim ecma’în.
Ve ilâ ervâhi âbâinâ ve ümmehâtinâ ve ihvâninâ ve ehavâtinâ ve evlâdina
ve akribâinâ ve ehibbâinâ ve asdikâinâ ve esâtîzinâ ve limen kâne lehû
hakkun ‘aleynâ ve li cemî’ıl-mü’minîne vel-mü’minâti vel-müslimîne vel-müslimâti,
el-ahyâi minhüm vel-emvâti.
Yâ kâdiyel-hâcâti! Yâ mücîbed-d’avâti! İstecib du’âenâ bi rahmetike
yâ erhamer-râhimîn.
Sübhâne Rabbike Rabbil-‘ızzeti ‘ammâ yasıfûn. Ve selâmün ‘alel-mürselîn.
Vel-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn. el-Fatiha
Anlamı: Âlemlerin Rabbi olan Allah’a
hamd olsun. İyi sonuç müttakilerindir. Düşmanlık ancak zalimler içindir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s)’e, onun bütün ehl-i beytine ve ashâbına
salât ve selâm olsun.
Ey Rabbimiz! Bizden ibadetlerimizi kabul buyur!
Şüphesiz ki sen her şeyi işiten ve her şeyi bilensin.
Ey Mevlamız! Bizim tövbelerimizi kabul eyle!. Şüphesiz
ki sen tövbeleri çok çok kabul eden ve merhametli olansın. Bize hidâyet
ver! Hak yola ve sırat-ı müstakime ulaşmayı bizi muvaffak eyle!. Yüce
Kur’ân’ın hürmetine, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Peygamber hürmetine.
Ey Kerim olan Allah! Bizi bağışla. Ey Rahim olan Allah! Bizi bağışla.
Ey ikram edenlerin en keremlisi olan Allah! Lütfunla ve ihsanınla bizim
günahlarımızı bağışla.
Allah’ım! Bizi Kur’ân süsü ile süsle. Kur’ân ile
bize lütfet! Kur’ân ile bizi şereflendir. Kur’ân elbisesini bize giydir.
Kur’ân hürmetine bizi cennetine koy. Kur’ân hürmetine dünyadaki belalardan
ve âhiret azabından bizi koru. Ey Rahim, Ey Rahman! Ümmet-i Muhammed’in
tamamına merhamet et.
Allah’ım! Kur’ân’ı bize dünyada yoldaş eyle. O’nu
bize kabirde dost eyle. Kıyamet günü onu bize şefaatçi kıl, sırat köprüsü
üzerinde onu bize nur eyle. Cennette onu bize yoldaş eyle. Cehennem
ateşine karşı onu bize perde ve engel kıl. İhsanın, cömertliğin ve keremin
ile tüm hayırlı yollar için onu bize önder kıl.
Kur’ân hidâyeti ile bizi hidâyete eriştir. Kur’ân’ın
hürmetine bizi ateşten koru. Kur’ân hürmetine bizim derecemizi yükselt.
Okunan Kur’ân hürmetine günahlarımızı bağışla. Ey Lütuf ve ihsan sahibi!.
Allah’ım! Kalplerimizi temizle. Kusurlarımızı ört.
Hastalarımıza şifa ver. Borçlarımızı ödemeye yardım et. Yüzümüzü aydınlat.
Derecemizi yükselt. Babalarımıza merhamet et. Annelerimizi bağışla.
Din ve dünya işlerimizi islâh et. Düşmanlarımızın bize saldırısını bertaraf
eyle. Ailemizi, mallarımızı, memleketimizi her türlü afetlerden, hastalıklardan
ve belalardan koru. Ayaklarımızı sabit eyle, kâfir toplumlara karşı
bize yardım et. Yüce Kur’ân hürmetine.
Allah’ım! Okuduğumuz ve tilavet ettiğimiz Kur’ân’ın
sevabını ve nurunu Efendimiz Hz. Muhammed (a.s)’in ruhuna ulaştır. Ve
onun kardeşleri olan tüm peygamberlerin (a.s) ruhlarına ulaştır. Ve
Peygamberimiz (a.s)’in ehlinin, çocuklarının, hanımlarının, ashabının,
tabiinin ve bütün zürriyetinin ruhlarına ulaştır.
Hayatta olan veya vefat etmiş olan babalarımızın,
annelerimizin, kardeşlerimizin, evladımızın, akrabalarımızın, sevdiklerimizin,
dostlarımızın, hocalarımızın, üzerimizde hakkı olan herkesin ve Müslüman
olan bütün kadın ve erkeğin ruhlarına ulaştır.
Ey ihtiyaçları gideren Allah! Ey dualara icabet
eden Allah! Ey merhametlilerin en merhametlisi! Dualarımızı kabul et.
Tüm peygamberlere salât ve selam olsun.
Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab,
onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selam
olsun. alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun. Fatiha denir ve
Kur’an’ın birinci suresi (Fatiha) okunur.
Mevlit
Duası
Bilindiği üzere ülkemizde yaygın olarak icra edilen
mevlid merasimleri evlilik, doğum, ölüm gibi farklı sebeplerden dolayı
yapılmaktadır. Genellikle Süleyman Çelebi’nin nazım olarak yazdığı eser
okunmaktadır. Merasimin çeşidine ve cemaatin konumuna göre genel olan
dualar yapılabilir. Peygamberimiz (a.s)’den nakledilen duaların benzeri
olan ifadelerle dua yapılması daha uygundur.
Bir örnek olarak şu dua yapılabilir:
Okunuşu: “Elhamdülillâhi
Rabbil-‘âlemîn.
Vel-‘âkıbetü lil-müttekîn.
Vessalâtü vesselâmü ‘alâ Rasûlinâ Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve sahbihî
ecma’în.
Rabbenâ takabbel minnâ inneke ente’s-semî’ul-‘alîm.
Ve tüb ‘aleynâ yâ Mevlânâ inneke ente’t-tevvâbür-rahîm.
Vehdinâ ve veffiknâ ilel-hakkı ve ilâ tarîkın müstekîm.
Va’fu ‘annâ yâ Kerîm.
Va’fü ‘annâ yâ Rahîm.
Vağfir lenâ zünûbenâ bi fadlike ve keramike yâ ekramel-ekramîn veya
erhamer-râhımîn.
Allaâhım! Senin rızanı umarak burada toplandık,
huzuruna geldik, boynumuzu büktük, elimizi açtık, bizi kapından boş
çevirme.
Ey Yüce Rabbimiz! Yüce kitabın Kur’ân ile bizleri
huzura ve mutluluğa ulaştı. Kur’ân’ı okumayı, anlamayı ve gereği gibi
yaşamayı hepimize nasip eyle.
Ey Rabbimiz! Yaptığımız hatalara, kusurlara, günahlara
pişman olduk, tövbe ediyoruz, bizi bağışla.
Ya Rabbi! Bizi Sırat-ı Müstekim üzere daima eyle.
Şeytanın kalbimize girip bizi saptırmasına fırsat verme. Zikrinle kalplerimizi
nurlandır, sevginle kalplerimizi doldur, rahmet bizden esirgeme.
Bazı yüzlerin ağarıp, bazılarının kararacağı o
günde, yüzleri ak, gönlü pak olan; sevgili Peygamberimizin hamd sancağı
altında toplanan mesut ve bahtiyar kullardan olmayı, onlarla beraber
cennete girmeyi ve cemalini seyretmeyi bizlere nasip eyle.
Ey Mevlamız! Mülkün sahibi sensin. Dilediğine mülkü
verir, dilediğinden alırsın. Hayır, senin elinde, sen her şeye kadirsin.
Kalplerimiz doğru yola ilettikten sonra bir daha eğriltme. Sen lütufkârsın,
istediğini verensin. Bize dünyada da ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem
azabından koru.
Sen affedicisin, affı seversin; bizi affeyle. Bizi
korktuklarımızdan eminkıl, umduklarımıza ulaştır.
Ey Rabbimiz!Yurdumuzu, milletimizi ve bütün İslam
diyarını her türlü afetlerden;belalardan, zelzelelerden, yangınlardan
ve düşman istilasından koru. Ülkemize kem gözle bakan iç ve dış düşmanlara
fırsat verme. Birlik ve beraberliğimizi bozma. Kalplerimizdeki her türlü
ayrılık sebepleriiı gider. Ülkemizi ve milletimizi ve vatanımızı ilelebet
payidar eyle.
Ya Rabbi! Bizi ve neslimizi İslam'a ve Kur’ân’a
bağlı insanlar eyle. Bizi Müslüman olarak yaşat, Bizi İslam’dan ayırm,
Müslüman olarak öldür. Gönlümüzdeki İslam nurunu söndürmek isteyenlere
fırsat verme. Hakkı, hak olarak görmeyi ve ona uymayı, batılı batıl
olarak görmeyi ve ondan kaçınmayı bizlere nasip eyle.
Ey Yüce Rabbimiz! Okuduğumuz Mevlid-i şerifi, sureleri,
âyetleri ve salâvat-ı şerifeleri dergâh-ı ulûhiyetinde kabul eyle.
Hâsıl olan sevabı, peygamberlerin ilki Hz. Âdem
ile sonuncusu Hz. Muhammed Mustafa (a.s) ve her ikisi arasında gelmiş-geçmiş
bütün peygamberlerin mübarek ruhlarına hediye eyledik kabul eyle. Sevgili
Peygamberimizin âlinin, ezvacının, ashabının ve etbaının ruhlarına hediye
eyledik vasıl eyle.
Evliyanın, asfiyanın, âlimlerimizin ve ahirete
imanla gitmiş müminlerin ruhlarına hediye eyledik vasıl eyle. El açarak
âmin diyen buradaki hazır bulunan cemaatin geçmişlerinin ruhlarına hediye
ediyoruz, kabul eyle.
Özellikle bu mevlid-i şerifin okunmasına sebep
olanların geçmişlerinin ruhlarına hediye ediyoruz, ikram eyle.
Allah’ım!Gönderdiğin Tevrat, Zebûr, İncil ve Kur’ân
hürmetine… Bütün sevdiklerin hürmetine, habibin Hz Muhammed Mustafa
(a.s) hürmetine dualarımızı kabul eyle.
Âmin! Bi hurmeti Seyyidi’l-Murselin, ve’l-Hamdü
lillâhi Rabbi’l-Âlemîn el-fatiha
Nazar
Değmesine Karşı Yapılacak Dua
Peygamberimiz (a.s),
"Göz (nazar) haktır" (Buhârî, Tıb, 35, No:
5408) buyurmuş yüzünde sarılık gördüğü biri için; “Buna dua ukuyun
çünkü kendisinde nazar var” demiştir. (Buhârî, Tıbb, 34, No: 5407)
Göz değmesi (nazar), haktır ve gerçekleştiği bilinen bir
gerçektir. Günümüzde de müsbet ilim, insan gözünün bazı zararlı ışınlar
yaydığı ve bunun insanlar üzerinde olumsuz etkiler meydana getirdiğini
ortaya koymuştur.
Ebû Said el-Hudri (r.a) diyor ki: Rasulullah (a.s) cinlerden
ve insan gözünden Allah’a sığınırdı. Bu durum, “Muavvizeteyn”
(Felak ve Nas) Sureleri ininceye kadar devam etti. Daha sonra bu sureleri
okudu, diğerlerini bıraktı.” (Tirmizî, Tıb, 16; İbn Mâce, Tıb, 32)
İbn Abbas (r.a) diyor ki: Peygamberimiz (a.s), Hasan ile
Hüseyin’i nazar ve benzeri olumsuzluktan korumak için onlara şu duayı
okurdu:
Okunuşu: “Ü’îzükümâ
bi kelimâtillâhi’t-tâmmeti min külli şeytânin ve haammetin. Ve min külli
‘aynin laammetin”
Anlamı: “Sizi her türlü
şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz
kelimelerine ısmarlarım.” (İbn Mâce, Tıb, 36; İbn Hıbbân, Edıye,
No. 1012-1013)
Sahabeden Said b. Hakim (r.a) diyor ki: Peygamberimiz (a.s) bir şeye
göz değmesinden korkarsa şöyle dua ederdi:
“Allâhümme bârik fîhi velâ tedurrahû” (Allah’ım!
Onu mübarek eyle ve ona zarar verme) (Elbânî, I, 986, No: 9858)
Sahabeden Enes (r.a)’in bildirdiğine göre Peygamberimiz
(a.s): “Kim hoşuna giden bir şey görür de:
“Mâşâllâh lâ kuvvete illâ billâh” (Allah’ın dediği
olur. Ondan başka kuvvet ve kudret sahibi yoktur) derse, ona hiçbir
şey zarar vermez.” (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, IV, 90, No: 4370)
Hadislerden anlaşılmaktadır ki, insanın hoşuna giden
ve dikkat çeken şeylere nazarının değmemesi için Allah’a dua etmeli
ve zarar gelmemesi için O’na yalvarmalıdır. Peygamberimiz Efendimiz,
farklı şekillerde bunun örneğini bizlere sunmuş ve söylenmesi gerekenleri
öğretmiştir. (bk. Ahmed, III, 447; Hâkim, IV, 215–216)
Konu ile ilgili bir âyette, verimli ve son derece göz
alıcı bir bahçeye sahip olan ama Allah’a şükretmeyen, “maşallah” demeyen;
neticede tüm serveti helak olan nankör bir insandan bahsedilirken, ona
nasihat eden mümin bir kişinin şu sözlerine yer verilmektedir:
“Bağına girdiğinde “Maşallah! Kuvvet yalnız Allah’ındır”
deseydin ya!” (Kehf, 18/39)
Dargınlıkları
Gidermek İçin Yapılabilecek Dua
Sokakta, çarşıda, pazarda, iş yerinde ve meskende sürekli
diğer insanlarla sosyal ilişki halinde olan insanlar, güven ve huzur
içinde hayatlarını sürdürebilmesi için bu ilişkiyi olumlu bir şekilde
sürdürmesi gerekir. Yüce Allah, “aralarınızı düzeltin” (Enfal, 8/1)
buyurmuş, Peygamberimiz (a.s.) da ashabının iyi ilişkiler içersinde
olmasını, birbirlerine sevgi ve saygı göstermelerini ve birlik ve beraberliklerini
istemiş, bu konuda Allah’a şöyle dua etmelerini öğretmiştir:
Okunuşu: Allâhümme ellif beyne kulûbinâ
Ve aslih zâte beyninâ
Vehdinâ sübüles-selâmi
Ve neccinâ minez-zulümâti ilen-nûri
Ve cennibnel-fevâhışe mâ zahara minhâ ve mâ betane.
Allâhümmehfaznâ fî esmâ’ınâ ve ebsârinâ ve ezvâcinâ
Anlamı: Allahım! Kalplerimizi
birleştir (bize ayrılğıa düşürme) Aramızı/sosyal ilişkilerimizi düzelt.
Bizi doğru yola ilet. Bizi (şirk, küfür ve nifak) karanlıklarından kurat,
(iman ve İslam) aydınlığına çıkar, bizi her türlü çirkinlik ve edepsizliğin
açığı ve gizlisinden uzaklaştır..
Allah’ım! Kulaklarımızı, gözlerimizi ve eşlerimizi
(her türlü kötülükten ve günahtan) koru. (İbn
Hibban, Rakaik, No: 996)
Yağmur
Duası *
*Bundan sonraki kısım Din İşleri
Yüksek Kurulu Uzmanı Bahattin AKBAŞ tarafından hazırlanmıştır.
Yağmur insanın ve tabiatın hayatiyeti için büyük önem
taşıyan ilahi bir nimettir. Yağmur kültürümüzde bu hayati öneminden
dolayı rahmet olarak anılagelmiştir. Onun
yokluğu arzu edilmeyen bir şeydir. Müslümanlar yağmurlar kesildiği zaman
yağmur duasına çıkarak, ihsan ve keremi bol olan Yüce Yaratandan yağmur
niyazında bulunurlar. Bazı İslam bilginlerine göre istiskadan maksat
yalnızca bir dua ve istiğfar olup burada cemaatle namaz sünnet kılınmamıştır.
İsterlerse ayrı ayrı namaz kılabilirler. Ancak toplu olarak kılarlarsa
bu da caizdir. Diğer bazı İslam bilginlerine göre ise, Cuma namazı gibi
cehren/açık olarak kıraatle iki rekât namaz kılınması mendupdur. Klınan
namazdan sonra bayram namazlarında olduğu gibi hutbe irad edilir.
Bir bölgede kuraklık olması halinde, o bölge sakinlerinin topluca açık
bir alana çıkıp tövbe-istiğfardan sonra, Allâh’tan bolluk ve berekete
vesile olacak yağmur göndermesini istemeleri, bunun için dua etmeleri
sünnettir. Bu duaya yağmur isteme anlamına gelen “istiskâ duası” denir.
Üç gün ardarda yağmur duasına çıkılması müstehaptır. Peygamberimiz (a.s.)
bizzat kendisi yağmur duası etmiş, ayrıca kuraklıktan sıkıntıya düşüldüğünde
yağmur duasında bulunulmasını tavsiye etmiştir. (Buhârî, İstiskâ, 6;
Müslim, İstiskâ, 2, 8; Ebû Dâvûd, Salât, 260)
Duaya çıkmadan önce dargınlar barıştırılır, yetimler
ve yoksullar gözetilir, bolca sadaka dağıtılır. Çocuklar ve hayvanlar
birlikte duaya çıkarılır. Zayıflara, çocuklara, ihtiyarlara dua ettirilir.
Böylece Allâh’ın rahmetinin tecelli etmesi arzulanır. Önce tövbe istiğfarda
bulunulur, haksız yere alınmış şeyler varsa sahiplerine iade edilir,
Müslümanlar için mağfiret dilenir. Hüzünlü, tevazulu, huşulu bir şekilde
Yüce Allah’ın rahmet ve yardımı niyaz edilir. Peygamber Efendimizden
nakledilen yağmur duası şöyledir:
Okunuşu: Elhamdülillahi rabbil ‘âlemîn
Errahmânir-rahîm
Mâliki yevmiddîn,
Lâ ilâhe illallâhu yef’alü mâ yurîd.
Allâhümme entellâhu lâ ilâhe illâ entel-ğaniyyü ve nahnul- fukarâu,
enzil ‘aleynel-ğayse vec'al mâ enzelte lenâ kuvveten ve belâğan
ilâ hîne.
Allâhümme! Eskınâ ğaysen merîen merî’an tabakan ‘âcilen ğayra
râisin nâfi’an ğayre dârrin
Allâhümmes-kınâ ğaysen mugîsen merîen tabakan ğadekan
‘âcilen ğayra râisin
Allâhümmeskınâ ğaysen muğisen mürîen nâfian ğayra
dârrin, ‘âcilen ğayra âcilin
Allahümmeskına, Allahümmeskına, Allahümmeskına.
Allahümme eğısnâ, Allahümme eğısnâ, Allahümme eğısnâ
Allahümme ‘alel âkâmi vez-zırâbi ve bu-tûnil evdiyeti ve menâbiti’ş-şeceri.
Allahümme eskı ‘ıbâdeke ve be-hâimeke venşur rahmeteke ve ahyi beledekel-meyyite.
Anlamı: "Hamd rahman, rahim din/hesap
gününün maliki olan âlemlerin Rabbine aittir. Allah'tan başka ilâh yoktur.
O dilediğini yapar.
Allah’ım! Sen Allah’sın Senden başka ilah yoktur..
Sen zenginsin, biz fakiriz. Bize bol yağmur indir. İndirdiğin yağmuru
bize kuvvet ve güç eyle ve yağmuru (muhtaç olduğumuz) zamanna
kadar indir.”(Ebû Davut, İstiska, 2; İbn Mâce, İkame, 154;Ahmed,
VI, 166 Buhârî, Tefsir Sure, 2,15)
“Allahım! Bize yardım eden, içimize sinen, bol,
faydalı, her tarafı kaplayan, her tarafa akıp giden, her tarafı sulayan
umumi bir yağmur ihsan buyur.” (İbn Mace, İkamet’i-Salah, 154)
“Allahım! Bize bol, faydalı, her yeri kaplayan,
uygun zamanlı yağmur ver.” (İbn Mace, İkameti’-Salah, 154)
Allah’ım, bize imdadımıza koşan, afiyet veren,
hızlı, zararlı olmayan, yararlı, gecikmeyen acil yağmur gönder.
(Ebû Davut, Salât, 260)
“Allah’ım bize yağmur ver. Allah’ım bize yağmur
ver, Allah’ım bize yağmur ver.” (Buhârî, İstiska, 7; Cuma, 6)
“Allah’ım bize yağmur ihsan et, Allahım bize yağmur
ver, Allahım bize yağmur ver. Allahım yüksek tepelere, küçük tepelere,
vadilere, ağaçlık tepelere yağdır.” (Buhârî, İstiska, 6, 9)
“Allah’ım kullarını, hayvanlarını yağmur suyuyla
sula, rahmetini saç ve dağıt, ölmüş olan topraklarımıza hayat ver.”
(Ebû Davud, İstiska, 3)
Bu duanın ardından Türkçe olarak şöyle dua edilebilir:
Ya Rab! Bize yardım eden, içimize sinen, bol faydalı,
her tarafı kaplayan, her tarafa akıp giden, her tarafı sulayan umumi
bir yağmur ihsan buyur. Ey Yüce Rabbimiz! Bizleri yağmurla nimetlendir.
Bizleri ümidini kesenlerden eyleme.
Ya Rab! Bizim için ekinlerimiz yetişsin, sağmal hayvanlarımız
süt versin, göğün bereketleri ve yeryüzünün bereketleri ile bizleri
sevindir, nimetlendir.
Ey yüce Rabbimiz! Biz senden mağfiret, bağışlanma dileriz.
Şüphesiz sen çok mağfiret edensin. Bize semadan bol ve hayırlı yağmurlar
yağdır.
Yağmur yağarken;
Allâhümme sayyiben nâfian (Ya Rab! Bunu hakkımızda
faideli bir yağmur eyle” denilir.) (Buhârî, İstiska, 23) şiklinde
dua edilir.
Yağmur çok yağdığında ise Hz. Peygamber şöyle dua etmiştir:
Okunuşu: Allahümme! havâleynâ velâ
‘aleynâ
Allahümme! ‘Alel-âkâmi vez-zırâbi ve butûnil-evdiyeti ve menâbiti’ş-şeceri
Anlamı: Allahım! Üzerimize değil,
çevremize; Allahım, dağlara, tepelere, vadilerin içlerine ve ağaç biten
yerlere. (Buharî, İstiska, 6; Müslim, İstiska, 2)
Hacı
Uğurlama Duası
İslam Dini’nin beş temel esasından biri olan Hac ibadetinin
dua ile çok yakın bir ilişkisi vardır. Hac ibadetinin başlangıcından
itibaren tamamlanıncaya kadar hemen her anında çeşitli şekillerde dualara
yer verilmiştir. Hac yolculuğuna çıkarken dua ile başlanılması uygundur.
Hacca giden hacı adaylarının uğurlanması coşkulu ve manevi hazlarla
dolu anların yaşanmasına vesile olmaktadır. Bu esnada şu dualar okunabilir:
Okunuşu: “E’ûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm.
Bismillâhir-rahmânir-rahîm.
Elhamdü lillâhi rabbil-âlemîn.
Vessalâtü ves-selâmü ‘alâ Rasûlinâ Muhammedivve ‘alâ âlihî ve ashâbihî
ecme’în.
Rabbi edhılnî müdhale sıdkın ve ehrıcni muhrace sıdkın vec’al-lî mil-
ledünke sultânen nasîrâ.
Sübhânellezî sehhara lenâ hâzâ ve mâ künnâ lehû mukrinîn
ve innâ ilâ Rabbinâ le münkalibûn.
Allâhümme innî es’elüke fî seferinâ hâzel-birra vet-tekvâ ve
minel-‘ameli mâ terdâ.
Allâhümme hevvin ‘aleynâ seferinâ hâzâ.
Allâhümmetvi lenel-bu’de.
Allâhümme entes-sâhibü fis-seferi vel-halîfetü fil-ehli vel- mâli.
Allâhümme innî e’ûzü bike min va’sâis-seferi ve keâbetil- münkalebi.
Anlamı: “Kovulmuş Şeytandan Allah’a
sığınırım. Rahman Rahîm Allah’ın adı ile.”
“Alemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Salat ve selam Onun Resulüne,
âline ve ashabının üzerine olsun.
“Rabbim! (Gireceğim yere) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla.
(Çıkacağım yerden de) beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından
bana yardımcı bir kuvvet ver.” (İsrâ,17/80)
Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz
buna güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.
Allah’ım! Biz, bu yolculuğumuzda senden iyilik ve takva, bir de
hoşnut olacağın ameller işlemeyi nasip etmeni dileriz.
Allah’ım bu yolculuğumuzu kolay kıl ve uzağı yakın et.
Allah’ım! Seferde yardımcı, geride kalan çoluk çocuğumuz ve malımızın
koruyucusu Sensin. (Ebû Dâvûd, Cihâd, 79)
Allah’ım! Yolculuğun zorluklarından, üzücü şeylerle karşılaşmaktan
ve kötü haller görmekten sana sığınırım. (Tirmizî, Deavâ-t, 41;
Dârimî, İstizan,41)
Bu duaların akabinde Türkçe olarak şu dua da yapılabilir:
Ya Rabbi! Senin ilahi emirlerine ve davetine uyarak hac yolculuğuna
çıkmaktayız. İnsanlar için kurulan ilk ibadet evi Mekke’deki alemlere
rahmet ve ve hidâyet kaynağı olarak kurulan Kabe’yi ziyarete hazırlanan,
Sevgili Kutlu Elçinin mescidini ve mübarek kabrini ziyarete niyetlenen
kardeşlerimize kolaylıklar ihsan eyle.
Ya Rabbi! Elemsiz, kedersiz, mübarek beldeyi ve makamları ziyaret ederek,
manevi havasını kana kana, doya doya teneffüs etmeyi nasip eyle.
Allah’ım! Bu ibadeti kolay kıl ve kabul buyur. Hac erkanını usulüne
uygun olarak, kolaylıkla eda etmeyi, sabırla tamamlamayı ihsan eyle.
Arınmış bir ruhla Haremeyne vararak feyizle tekrar yurtlarımıza ve yuvalarımıza
dönmeyi, günahlardan temizlenmeyi nasip eyle. Nefislerimize uyarak her
hangi bir kötülüğe düşmekten, günah işlemekten, başkalarını incitmekten
hepimizi muhafaza eyle.
Allah’ım! Sağ-salim gidip gelmeyi, ailemize ve dostlarımıza kavuşmayı
nasip eyle. Onları da sağlık ve afiyet içinde bulmayı lütfet. Her mümin
kuluna Kabe’yi tavaf edip yüz sürmeyi nasip eyle. Senden bu dünyada
ve âhirette iyilik istiyoruz, günahlarımızı bağışla. Amin
Temel
Atma Ve İş Yeri Açma Duası
İnsanların maişetini temin gayesi ile yatırım, ticaret,
sanayi gibi işletmelerin inşasında bulunmak, hayırlı bir eser inşa etmek,
ev, dükkân, işyeri, okul, hastane yapımı, kamu yararına yönelik eserlerin
inşası hayırlı faaliyetlerden olup, birer salih amel cümlesindendir.
Bu gibi eserlerin temeli esnasında Yüce Allah’a hamd ve kolaylık duasında
bulunmak aynı zamanda mülkün gerçek sahibini hatırlamak ve O’na şükürde
bulunmaktır. Bu gibi zamanlarda şöyle dua edilebilir:
Okunuşu: Elhamdu lillâhi rabbil-‘âlemîn.
Ves-salâtü ves-selâmü ‘alâ rasûlinâ Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve sahbihî
ecma’în.
E’ûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm
Bismillâhir-Rahmânir-Rahîm.
Allâhümme yâ müfettihal-ebvâb! İftah lenâ hayral-bâb.
Allâhümmerzuknâ rızkan halâlen tayyiben ve rizkan vâsi’an bi rahmetike
yâ erhamer-Râhimîn ve ente hayrur-râzikîn.
Anlamı: Kovulmuş Şeytandan Allah’a
sığınırım. Rahman Rahim Allah’ın adı ile
Hamd âlemlerin rabbı olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam Peygamber
Efendimiz Hz. Muhammed’e, onun aline ve ashabının üzerine olsun.
Ey kapıları açan Allah! Bize hayır kapılarını aç.
Allah’ım! Ey merhametlilerin en merhametlisi! Rahmetinle bize helal,
temiz ve bol rızık ver. Sen rızık verenlerin en hayırlısısın.
Türkçe olarak şu dua da yapılabiliri:
Ey Yüceler Yücesi Rabbimiz! Yüce Kur’ân-ı Kerim’in “insanın eline ancak
çalışmasının karşılığı geçer” fermanına uyarak, hayırlı hizmetlere vesile
olması niyet ve temennisiyle bu temeli atıyoruz. Bu teşebbüs ve faaliyetimizi
hakkımızda hayırlı, bereketli ve devamlı eyle.
Müteşebbislerin ve girişim sahiplerinin niyet ve gayretlerini mübarek
kıl. İşi tamamlamalarını ve başarılı olmalarını nasip ve müyesser eyle.
Bu kardeşlerimizi, inşasında çalışacak, emek sarf edecek kimseleri her
türlü kaza ve beladan muhafaza eyle. Verimli ve gayretli olmalarını
ihsan eyle. Belde ve bölgesinin, bütün vatanımızın gelişmesi ve yücelmesi
için çalışan bu ve benzeri kardeşlerimizin adetlerini arttır, emek ve
kazançlarına bolluk, bereket lutfeyle.
İki günü birbirine denk olan aldanmıştır” düsturuna imtisal ederek bu
hayırlı teşebbüste bulunan kardeşlerimizi emellerine ulaşmalarını kolaylaştır,
güçleştirme Ya Rabbi. Bu kardeşlerimizi ve hepimizi başladığı işi tamamlamayı
nasip eyle, utandırma, utanılacak şeyler yaptırma, hüsrana uğratma.
Düşmanları bize güldürme. Temeli atılan bu inşaatın tamamına ermesini,
hayırlı faaliyet, hizmet ve kazançlara vesile olmasını ihsan eyle.
Ey kapıları açan Allah’ım! Bize hayırlı kapılar aç. Ey merhametlilerin
en merhametlisi! Bize helal ve temiz rızıklar ihsan eyle, rızkımızı
genişlet. Rızık verenlerin en hayırlısı Sen’sin.” Bugün burada temelini
attığımız inşaatı/müesseseyi hayırla ikmal ve itmam etmeyi nasip eyle.
Halis niyetle atılan bu adımları boşa çıkmaktan koru. Dünya ve âhiret
mutluluğuna vesile eyle. Hayırlı iş ve kazançlar elde etmeyi, bolluk
ve bereketlere ulaşmayı ihsan eyle. Her türlü kötülüklerden, kesada
uğramaktan, hile ve art niyetlerden, zarardan,fitnelerden, fesat,haset
ve kıskançlıktan koru. Hayırlara vesile kıl, kolaylaştır, güçleştirme,
mübarek eyle ya Rabbi! Amin.
Kabir
Ziyaretinde Yapılacak Dua
Kabir ziyaretinin, ölü ve ziyarette bulunan kimse için
iki ayrı yönü vardır. Kabir ziyaretinde bulunan kimse, hem ölüye duada
bulunur hem de dünya hayatının fani oluşunu idrâk eder. Kabirde bulunan
kişinin bir zamanlar kendisi gibi sağ olduğunu, hayalleri ve emelleri
olduğu, belki de bunlardan pek çoğunu gerçekleştirmeye fırsat bulamadan
öldüğünü, aynı âkıbetin kendisini de beklediğini düşünmeye vesile olur,
âhireti hatırlar. Ölüye dua ve istiğfarda bulunur. Bu da ölüye sevab
kazandırır. Kabir ziyareti esnasında şu dua okunabilir:
Okunuşu: “Esselâmu ‘aleykum yâ ehlel-kubûr.
Yağfirullâhu lenâ ve leküm.
Entüm selefünâ ve nahnü bil-eseri.
Ve innâ inşâellâhü biküm lâhıkûn.
Esselâmu ‘aleyküm dâre kavmin mü’minîn
Ve etâküm mâ tû’adûne ğaden müeccelûn.
Ve innâ inşâallâhu biküm lâhikûn.
Allâhümmağfir liehli bakî’ıl-ğarkad.
Esselâmu ‘aleyküm ehled-diyâri minel-mü’minîne vel-müslimîne ve innâ
inşâallâhu biküm lâhikûn.
Es’elullâhü lenâ ve lekümül-‘âfiyeh.
Anlamı: "Ey kabir topluluğu! Allah’ın
selamı üzerinize olsun. Allah sizi ve bizi bağışlasın. Siz bizim öncülerimizsiniz.
Biz de inşaallah size katılacağız.” (Tirmizî, Cenaiz, 59; İbn
Mâce, Cenâiz, 36)
“Ey müminlerin yurdu, Allah’ın selamı üzerinize olsun. Size vadedilen
ölüm geldi, bize de yakında gelecektir. İnşaallah biz de arkanızdan
geleceğiz. Allahım! Burada yatanları bağışla” (Müslim, Cenaiz,
35/103)
“Ey müminlerin yurdu, size selam olsun. İnşaallah biz de size kavuşacağız.
Allah’tan bizler ve sizler için afiyet dilerim” (Müslim Cenaiz,
35/104)
Sünnet
Merasiminde Yapılacak Dua
“Sünnet” (hıtan) erkeğin
üreme organının ucundaki derinin kesilmesine denir. Sünnet olmak insanın
fıtratının gereği (Buhâri, Libas, 62, 63; Müslim, Tahare, 16/49) ve
peygamberimizin sünnetidir.
Sünnet, İslam’ın şiarı olduğu gibi, sağlık
açısından birçok yararı da vardır.
Sünnet esnasında şöyle dua edilebilir;
Okunuşu: E’ûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm.
El-hamdü lillâhi rabbi’l-‘âlemin.
Ves-salâtü ves-selâmü ‘alâ rasûlinâ Muhammedin ve ‘alâ âlihî
ve sahbihî ecma’în.
Bismillâhir-rahmânir-rahîm.
Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate a’yunin
vec’alnâ lil müttekîne imâmâ.
Allâhümmeksir mâlehû ve veledehû ve bârik lehû fî mâ a’taytehû.
Anlamı: “Alemlerin Rabbi Allah’a
hamd olsun. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e âl ve ashabının hepsine salat
ve selam olsun.
Kovulmuş şeşytandan Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim Allah’ın
adı ile.
Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz
aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle”
(Furkan/74)“Allahım bu kulunun evladını, malını ve ona verdiklerin
mübarek eyle” (Buhârî, Deavat, 25)
Ya Rab! Peygamberimiz’in sünnet-i seniyyesine uyarak
yavrusunu sünnet ettiren bu kardeşimizin amelini makbul, günahlarını
mağfur eyle. Bu güzel sünnetin icrasını ve her hayırlı işini başarı
ile tamamına erdir. Evladını kendisine, ailesine, yakınlarına, milletine,
insanlığa hayırlı, faydalı eyle. Salih evlatlar olarak yetişmelerine
yardım eyle.
Ya Rab! Sünneti gerçekleştirilen yavrumuza acı, elem
ve ızdırap çektirme. Varsa ağrı ve elemlerini dindir. Onu lütfunla ve
merhametinle sevindir, mesrur eyle. Sünnet olan evladımızı Sevgili peygamberimiz
Hz. Muhammed’in nurlu ve kutlu yolundan ayırma. O’nun yüce ahlakından
nasiplenerek, İslam ahlakı ile yetişmesini nesip eyle. Sünnet-i Seniyye’yi
anlayarak, idrak etmeyi, iman-ı kâmil ile şereflenerek, dini gayret
üzere bulunmayı lütfeyle. Cümlemizin yavrularını Kur’ân ve Sünnetin
ışığından ve feyzinden hissedar eyle
Ya Rabbi! Bütün çocuklarımızı insani ve ahlaki güzelliklerle
mücehhez olarak yetiştirmeyi ihsan eyle. Görünür görünmez kaza ve belalardan
bütün çocuklarımızı koru. Zararlı alışkanlıklardan ve kötü emelli kimselerden
bütün çocuklarımızı muhafaza eyle. Sevgi ile büyüyerek bütün insanlığın
sıhhat ve esenliği için çalışan, çaba sarfeden birer yetişkin olmalarını
lutfeyle. Âmin.
|