|
Vakıf Duası;
Her kimse ki;
Vakıflarımın bekasına özen ve gelirlerinin artırılmasına itina
gösterirse, bağışlayıcı olan Allahu Teâlâ'nın huzurunda ameli güzel
ve makbul olup, mükâfatı sayılamayacak kadar çok olsun, dünya
üzüntülerinden korunsun ve muhafaza edilsin...
Kanuni Sultan Süleyman Vakfiyesinden |
|
Vakıf Bedduası;
"Allah'a ve Ahiret
gününe inanan, güzel ve temiz olan Hazreti Peygamberi tasdik eden,
Sultan, Emir, Bakan, küçük veya büyük herhangi bir kimseye, bu vakfı
değiştirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, başka bir hale getirmek,
iptal etmek, işlemez hale getirmek, ihmal etmek ve tebdil etmek
helal olmaz. Kim onun
şartlarından herhangi bir şeyi veya kaidelerinden herhangi bir
kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal
eder ve değiştirilmesi için uğraşır, fesh edilmesine veya başka bir
hale dönüştürülmesine kastederse, haramı üstlenmiş, günaha girmiş ve
masiyetleri irtikap etmiş olur.
Böylece günahkarlar
alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların
hesabını görsün. Mâlik onların isteklisi, zebaniler denetçisi ve
cehennem nasibi olsun. Zira Allah'ın hesabı hızlıdır. Kim bunu
işittikten sonra, onu değiştirirse onun günahı, değiştirenler
üzerindedir. Kuşkusuz O,
iyilik edenlerin ecrini zayi etmez..."
(Sultan 2. Bayezid'in 1 Şubat 1495 Tarihli Vakfiyesi'nden) |
|
Vakıf Hassasiyeti;
Ben ki İstanbul fatihi
abd-i aciz Fatih Sultan Mehmed bizatihi alınterimle kazanmış olduğum
akçelerimle satın aldığım İstanbul'un Taşlık mevkiinde kain ve
malumu'l-hudud olan 136 bap dükkanımı aşağıdaki şartlar
muvacehesinde vakfı sahih eylerim.
Şöyleki: Bu gayr-ı menkulatımdan elde olunacak nemalarla İstanbul'un
her sokağına ikişer kişi tayin eyledim... Ayrıca 10 cerrah, 10 tabip
ve 3 de yara sarıcı tayin ve nasb eyledim. Bunlar ki ayın belli
günlerinde İstanbul'a çıkalar, bila istisna her kapıyı vuralar ve o
evde hasta olup olmadığnı soralar; var ise şifası şifayap olalar.
Değilse kendilerinden hiçbir karşılık beklemeksizin Darülaceze'ye
kaldıralar, orada salah bulduralar.
...Ayrıca külliyemde bina ve inşa eylediğim imarethanede şehit ve
şühedanın kavimleri ve Medine-i İstanbul fukarası yemek yiyeler.
Ancak yemek yemeye veya almaya bizatihi kendüleri gelemeyenlerin
yemekleri güneşin loş bir karanlığında ve kimse görmeden kapalı
kaplar içerisinde evlerine götürüle...
Fatih Sultan Mehmet Han'ın Vasiyetinden... |